
“Baby Shark”, aslen, anonim ve folklorik biçimde kamp ateşleri etrafında söylenerek yayılmış bir ezgiyken, Güney Koreli eğitim markası Pinkfong’un 2015’te çocuklar için yayımladığı renkli ve enerjik animasyonlu versiyonuyla milyonlarca YouTube izlenmesi alarak kısa sürede küresel bir fenomene dönüşmüştü.
Ancak Amerikalı söz yazarı Jonathan Wright, Pinkfong’un 2011’de yayımladığı Baby Shark versiyonunun kendi versiyonunu kopyaladığını ileri sürerek 2019 yılında Güney Kore’de Pinkfong’a karşı dava açmış ve tazminat talebinde bulunmuştu.
Wright, Pinkfong’un Baby Shark versiyonunun, kendi versiyonu ile aynı ton, ritim, melodi ve ünlü “doo doo doo doo doo doo” nakaratını kullandığını ve dolayısıyla kendi eserine intihal yaratacak derecede benzer olduğunu ileri sürerken Pinkfong ise Baby Shark’ın uzun süredir var olan bir halk ezgisi yani folklorik ve anonim bir ürün olduğunu, kendi versiyonlarının ise bağımsız ve işlenme bir eser olduğunu savunmuştu.
Folklorik Ezgilerde Yaratıcı Katkı Olmadan Telif Koruması Mümkün Değil
Mahkeme, folklorik veya anonim ürünlerin tekrarlanması halinde telif hakkı koruması için gereken hususiyet yani özgünlük kriterinin karşılanmayacağını hatırlatarak Wright’ın iddiasını reddetti. Güney Kore Mahkemelerinin incelediği uyuşmazlıkta temel soru, Wright’ın kamuya mal olmuş “Baby Shark” ezgisine yeni bir eser oluşturacak ölçüde özgün bir katkı yapıp yapmadığı idi. Mahkeme bu soruya olumsuz yanıt vermiş ve Wright’ın düzenlemesinin akılda kalıcı olmasına rağmen temelde nesiller boyunca söylenen aynı melodiyi taşıdığı ve özgün sayılabilecek bir katkı taşımadığı sonucuna ulaşmıştır. Buna karşılık, Pinkfong’un versiyonu, yeni bir melodi yaratmamış olsa da esere eklediği koreografi, görsel anlatım ve prodüksiyon kalitesi sayesinde işlenme eser olarak değerlendirilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Karar, anonim veya folklorik nitelikteki eserlerin yeniden yorumlanması yoluyla telif hakkı koruması elde edilebilmesi için özgünlük eşiğinin oldukça yüksek tutulduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır. Mahkeme, yalnızca küçük uyarlamalar, biçimsel değişiklikler veya eserin geleneksel unsurlarının tekrarından ibaret düzenlemelerin, yeni ve korunabilir bir eser oluşturmak için yeterli olmadığını vurgulamıştır. Buna göre, anonim eserler üzerinde telif hakkı koruması sağlanabilmesi, eserin yaratıcı bir katkı ile dönüştürülmesi ve bu katkının esere yaratıcısının kişisel izini taşıyan bir hususiyet kazandırması koşuluna bağlıdır. Dolayısıyla karar, folklorik kültür ürünlerinin yeniden işlenmesiyle ortaya çıkan çalışmalarda özgün yaratımın sınırlarının nerede çizilmesi gerektiğine ve aslında bu eşiğin oldukça yüksek olduğuna ilişkin önemli bir hatırlatma niteliği taşımaktadır.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Açısından Değerlendirme
Telif hakkı koruması, yalnızca özgün ifade biçimlerini kapsar; fikirler, olgular veya kamuya mal olmuş unsurlar bu koruma alanına girmez. Türk hukukunda “özgünlük” kavramı, hususiyet terimiyle ifade edilir. Bir eserin, yaratıcısının kişisel özelliklerini ve yaratıcı katkısını ne ölçüde yansıttığı, korumanın kapsamını da belirler. Bu çerçevede, Baby Shark gibi anonim ve kamuya mal olmuş eserlerin farklı sanatçılar tarafından yeniden icra edilmesi ya da uyarlanması, esere yeni bir hususiyet kazandırmadığı sürece telif hakkı korumasından yararlanamaz. Ninniler ve türküler bu anlamda herkesindir. Herkes tarafından söylenebilir, düzenlenebilir veya yeniden yorumlanabilir.
Bunun istisnası, anonim bir eserin yeterli düzeyde özgün bir katkıyla dönüştürülmesi ve bu sayede işlenme eser niteliği kazanmasıdır. Bu durumda yeni versiyon, özgün katkı unsurlarıyla birlikte koruma altına alınabilir.
Güney Kore Mahkemeleri de Türk Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda da benimsenen yaklaşıma paralel biçimde, Pinkfong’un Wright’ın eserini kopyalamadığı; aksine, kamuya mal olmuş bir ezgiyi yeniden işleyerek özgün bir eser ortaya koyduğu sonucuna varmıştır.
Kaynakça:
–https://edition.cnn.com/2025/08/14/asia/baby-shark-copyright-court-pinkfong-intl-hnk
–https://www.bbc.com/news/articles/cpwyvxrdd7yo



