
Avukat ile müvekkil arasındaki yazışmalar, avukatların meslek sırrı kapsamında korunur. Meslek sırrının gereği olarak avukat müvekkilinden edindiği bilgileri üçüncü kişilerle paylaşamaz ve soruşturma ve yargılama makamları bu bilgilerin paylaşılmasını talep edemez.
Meslek sırrının uygulama alanın tespiti hangi bilgilerin bu korumadan faydalandığını tespit etmek için önemlidir. Bununla ilgili bir tanım 31 Aralık 1971 tarihli ve 71-1130 sayılı bazı yargısal ve hukuki mesleklerin reformuna ilişkin Kanun’un 66-5 maddesinde verilmiştir:
“Her alanda ister danışmanlık ister savunma faaliyeti kapsamında olsun, bir avukat tarafından müvekkiline gönderilen veya müvekkiline yönelik hukuki görüşler, müvekkil ile avukatı arasında yapılan yazışmalar, “resmî” ibaresini taşımayanlar hariç olmak üzere avukat ile meslektaşları arasındaki yazışmalar, görüşme notları ve daha genel olarak dosyadaki tüm belgeler meslek sırrı kapsamındadır”.
Fransız Yargıtayı’nın (Cour de Cassation) iki farklı dairesi yaklaşık birer sene arayla verdikleri iki kararda avukatların meslek sırrının uygulama alanının tespiti ile ilgili birbirinden farklı iki yorum getirmiştir.
Bir yandan, Fransız Yargıtayı’nın Ceza Dairesi, 24 Eylül 2024 tarihli kararında (Pourvoi n° 23-84.244), 71-1130 sayılı Kanun’un yukarıda belirttiğimiz 66-5 maddesindeki ilkeleri hatırlattıktan sonra savunma hakkının kullanımına ilişkin olmamaları halinde avukat ile müvekkili arasında paylaşılan belge ve yazışmalara, Ticaret Kanunu’nun L-450-4 maddesinde öngörülen yerinde inceleme işlemleri çerçevesinde el konulabileceği ve Ceza Usul Kanunu’nun 56-1 ve 56-1-1. maddelerinin, avukatın ofisinde veya ikametinde gerçekleşen ziyaretler hariç, sözü edilen yerinde inceleme işlemlerine uygulanamayacağı sonucuna varmıştır.
Diğer yandan, Fransız Yargıtayı’nın Ticaret Dairesi bir vergi uyuşmazlığı ile ilgili verdiği daha yeni bir kararında meslek sırrı çerçevesindeki korumanın kapsamını genişletmiştir. 8 Ekim 2025 tarihli kararda (Pourvoi n° 24-16.996) 71-1130 sayılı Kanun uyarınca avukatın danışmanlık veya savunma faaliyeti kapsamında hareket ettiği hallerde, avukat ile müvekkili arasındaki tüm yazışmaların meslek sırrı kapsamında korunduğuna ve müvekkilin bu sırrın kaldırılmasına rıza göstermemesi halinde vergi idaresinin bu yazışmaların içeriğine dayanarak vergilendirme yapamayacağına hükmedilmiştir.
İlk kararda avukatın meslek sırrı çerçevesi savunmaya ilişkin faaliyetler kapsamındaki yazışmalar ile sınırlandırılırken, daha güncel olan ikinci kararda genel olarak danışmanlık faaliyetleri de meslek sırrının uygulama alanına dahil edilmiştir. Hangi yorumun yerleşik içtihat haline geleceğini görmek için Yargıtay’ın bundan sonra vereceği kararlar dikkatle takip edilmelidir.



