6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nu yürürlüğe giren acentelik sözleşmesinin feshi halinde acentenin müvekkiline kazandırdığı müşteriler sebebiyle tazminat isteyebileceğine dair bir yasal düzenleme bulunmamaktaydı. Eski Türk Ticaret Kanunu uyarınca acente ancak sözleşme müvekkilin veya ecentenin iflası, ölümü veya hacir altına alınması sebebiyle sona ererse bir tazminata hak kazanabiliyordu. (Madde 134/2)
Ancak Portföy Tazminatı olarak adlandırılına bu hukuki kavram Yargıtay’ın içtihatları ile hukukumuza daha önceden girmişti. Yargıtay 11. HD E.1999/7724 K.2000/3470 sayılı ve 04.05.2000 tarihli kararında şöyle hükmetmiştir: “Müşteri çevresini tamamen veya önemli ölçüde genişleten tek satıcının sözleşmenin haklı bir neden haricinde sona erdirilmesi durumunda tek satıcıya münasip bir tazminat ödenmesi hakkaniyet gereğidir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, tek satıcı tarafından sağlanan müşteri çevresi göz önüne alınarak davacının talep edebileceği müşteri tazminatının miktarı yönünden konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte acente lehine denkleştirme talep hakkı doğmuştur. (Madde 122) Maddenin gerekçesinde denkleştirme talebinin daha önce içtihatta kabul edildiği vurgulanmıştır. Dolayısıyla Kanun ile yeni bir kavram oluşturulmamış fakat zaten var olan bir kavram kanuni düzenlemeye kavuşmuştur.
İlgili madde hükmüne göre denkleştirme talebinden önceden sözleşmesel olarak vazgeçmek mümkün değildir. Buna aykırı sözleşme maddeleri geçerli olmayacaktır.
Madde 122:
Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Denkleştirmenin ödenmesi, halin bütün gereklerine göre hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente, müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalaması esas alınır.
(3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi fesih etmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz.
(4) Denkleştirme isteminden önce vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
(5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe tek satıcılık ile benzeri diğer sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi halinde de uygulanır.