Girişimciliğin hem ülkemizde hem de dünyada çok popüler olduğu dönemleri yaşıyoruz. Birçok kişi inandıkları fikirlerin, projelerin, yeteneklerinin peşinden koşuyor. Fikirler belli bir olgunluğa gelince de projelerini nasıl daha profesyonel bir iskelete oturtulabileceklerinin ve ticari kazanç elde edebileceklerinin yollarını aramaya başlıyor. İşte tam bu aşamada birçok girişimcinin ne yapmaları gerektiği veya nerden başlamaları gerektiği konusunda son derece hazırlıksız ve donanımsız kaldıklarını görüyoruz. Bu sebeple bir türlü harekete geçemeyen, planlarını erteleyen bir çok kişi oluyor. Nereden başlayacaklarını bilemeyenler için aşağıdaki sorular hakkında düşünmeye başlamak iyi bir başlangıç noktası olacaktır.
Her bir ortağın şirkette ne kadar payı olacak?
Şirketin merkezi neresi olacak?
Şirketin unvanı ne olacak?
Ortakların görevleri ve sorumlulukları neler olacak?
Hangi kararlar oybirliği ile hangi kararlar oy çokluğu ile alınacak?
Ortaklar şirkette aynı zamanda yönetici olacak ve maaş alacaklar mı?
Ortaklardan biririnin ayrılmak istemesi durumunda diğer ortak veya ortakların ayrılan ortağın paylarını satın almak hakları olacak mı? Satış bedeli nasıl hesaplanacak?
Şirkete finansman nasıl sağlanacak?
Yeni ortakların şirkete girmesi hangi şartlara tabi olacak?
Şirketin çalışanı olacak mı?
Bütün girişimciler için uygulanabilir tek bir reçete olduğunu söylemek mümkün değil. Her işin, her ortaklığın kendine has gereksinimleri ve şartları vardır. Ancak kurumsallaşmak isteyen girişimcilerin yaklaşık olarak hepsinin geçmesi gereken etapları aşağıda kısaca özetlemeye çalıştım.
1- Şirket Kuruluşu
İşin gereksinimlerine ve ortaklık yapısına en uygun şirket tipi hem hukuki hem de vergi danışmanlarının görüşleri alarak seçilmelidir. Şirketin kurucu belgelerinden olan ve şirketin ortaklarının temel hak ve yükümlülüklerini, yönetimini ve işleyişini düzenleyen ana sözleşmesi mutlaka hukuki danışmanlık alarak hazırlanmadır. Birçok girişimci masraftan kaçınmak düşüncesiyle şirket kuruluş aşamasında avukatlardan hizmet almamayı tercih etmektedir. Fakat bu şekilde hazırlanan ana sözleşmeler ileride çok daha büyük masraflara yol açacak hukuki hizmetler alınmasını zorunlu kılabilir. Unutmamalıdır ki bir şirketin ana sözleşmesi o şirketin anayasası gibidir.
2- Ortaklar Arası İlişkiler
İş planının, bütçenin nasıl hazırlanacağından, şirket yönetiminin nasıl ve kim tarafından yönetileceğinden, rekabet yasaklarına kadar ortaklar arasında gündeme gelebilecek bir çok konu vardır. Bu konuların önceden belli çerçeveler içerisine alınması ileride çıkması muhtemel anlaşmazlıkları engellemiş olacaktır.
Şirketin ana sözleşmesi dışında ortakların birbirleri arasındaki ilişkiyi ve şirketi beraber nasıl yöneteceklerini daha detaylı düzenleyen bir paysahipleri sözleşmesi yapılması da ortaklık yapısına ve şartlarına göre çoğu kez önerilir. Ana sözleşmenin aksine paysahipleri sözleşmesi kamuya açık bir belge değildir.
3- Ortaklıktan Çıkma
Ortaklıklar bozulmamak üzere kurulsa da pratikte planlanandan daha önce dağılan ortaklıkları sıklıkla görürüz. Özellikler ortaklardan birinin şirketten ayrılmak istemesi durumunda, ana sözleşme veya paysahipleri sözleşmesinde herhangi bir kısıtlama olmaması halinde geride kalacak olan ortak kendini bir anda hiç tanımadığı bir kişi ile ortak pozisyonunda bulabilir. Bunu engellemek için ortakların paylarını satmak istemeleri halinde diğer ortaklara ön alım hakları verilebileceği gibi kendi paylarını beraber sattırma hakları da vermek mümkündür. Sözü edilen bu mekanizmaların sözleşmesel olarak düzenlemesi gerekmektedir.