SAAS[1] sözleşmeleri alışılagelmiş hizmet sözleşmelerinden de yazılım lisans sözleşmelerinden de farklıdır. Yazılım lisans sözleşmesinde, basit bir anlatımla, bir yazılımı satın alıp kendi cihazlarınıza kopyalayıp kullanabilirken, SAAS sözleşmesinde ilgili yazılıma aboneliğiniz kapsamında web tarayıcısı üzerinden erişip, yazılımdan bir hizmet olarak faydalanırsınız. Bir başka deyişle yazılımın bir kopyasını satın almış olmazsınız, sadece aboneliğiniz boyunca ücreti karşılığında kullanım hakkını almış olursunuz.
Mevcut SAAS sözleşmeleri bin bir kısmı hizmet sağlayıcı lehine hazırlanmış ve hizmeti satın almak isteyenlerin internet ortamında okuyup, onayladığı, müzakere imkanı vermeyen sözleşmelerdir. Bu durum özellikle popüler olmuş ve kendini piyasada ispat etmiş global SAAS sağlayıcıları için geçerlidir. Ancak küçük ölçekli veya henüz kendini müşterilere duyurma aşamasında olan hizmet sağlayıcıları potansiyel kurumsal müşterileriyle sözleşme müzakeresi yapmaktadırlar.
SAAS sözleşmeleri söz konusu olduğunda kurumsal müşteriler alışık oldukları üçüncü taraf hizmet sözleşmelerinden beklentilerini SAAS sağlayıcılarından talep ettiklerinde beklentilerinin karşılığını her zaman bulamayabilirler. Bunda, hizmet olarak yazılımın doğasından, hizmet sağlayıcıların kontrolünde olmayan faktörlere, abonelik ücretlerinin lisans ücretlerine göre düşük olmasına kadar çeşitli etkenler rol oynar. SAAS sözleşmesi müzakerelerinin bu etkenler dikkate alınarak yapılması her iki tarafa da zaman kazandıracaktır. SAAS sözleşmelerinde bilinmesi gereken püf noktaları yazının devamında bulacaksınız.
Hizmet olarak yazılım müşteriye münhasır olamaz.
SAAS sözleşmelerinde hizmet standarttır ve birden çok müşteriye aynı hizmetin satılması hedeflenir. Dolayısıyla prensipte hizmet her bir müşterinin özel ihtiyacına göre değiştirilmez veya uyarlanmaz ve müşteriye münhasır olarak verilmez.
Kullanım hakkı geri alınabilir olmalıdır.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi SAAS sözleşmeleri kullanıcılara yazılımı kullanma hakkı verir, yazılımın bir kopyasını vermez. Müşterilerin, hizmetten faydalanırken uyması gereken kurallar vardır. Müşterilerin bu kurallara uymaması halinde hizmet sağlayıcının kullanım hakkını geri alabilme yetkisi olmalıdır.
Fiyatlandırma
SAAS sözleşmelerinde fiyatlandırma ve ödemeler genellikle abonelik şeklinde yapılır. Aylık abonelik olabileceği gibi, üç aylık abonelik veya senelik abonelik gibi değişik süreler uygulanabilir. Kullanım hakkının kapsamı veya müşterinin hizmetten faydalandıracağı kullanıcı sayısı gibi parametrelere göre ücretler artırılabilir veya azaltılabilir. Ücrete tabi tutulmayan deneme süreleri de uygulanmaktadır.
Hizmete ilişkin taahhütler ve garantiler
SAAS sözleşmelerinin müzakerelerinde hizmet sağlayıcı ve müşterileri karşı karşıya getiren konulardan biridir. Hizmet sağlayıcılar özellikle belli başlı konularda taahhütte bulunmaktan kaçınırlar. Birkaç örnek vermek gerekirse:
Bunlardan bir tanesi yazılımın müşterinin ihtiyaçlarını karşılaması konusudur. İlk noktada değindiğimiz gibi hizmet olarak yazılımlar müşterilerin özel talep veya gereksinimlerine göre uyarlanmazlar. Bu hizmetler olduğu gibi sunulmaktadır. Müşteri hizmetin kendi ihtiyaçlarına uygun olup olmadığına kendisi karar vermelidir. Dolayısıyla hizmet sağlayıcılar, abone olunan hizmetin kullanıcıların özel ihtiyaçlarını karşılayacağı yönünde bir taahhüt vermezler.
Bir diğeri hizmetin kesintisiz olmasına ilişkindir. SAAS hizmetleri telekomünikasyon alt yapılarına ve internet bağlantılarına bağlıdırlar. Hizmet sağlayıcılar kendi kontrollerinde olmayan durumlar için taahhütte bulunmak istemezler. Sağlık sektörü gibi hizmetin kesintiye uğramasının büyük zararlara sebep olacağı durumlarda hizmet sağlayıcılarının minimum hizmet süreleri taahhüt etmeleri söz konusu olabilirken çoğunlukla hizmetin kesintisiz ve hızlı olacağına dair garanti verilmez.
Sorumluluk sınırlamaları
Yukarıda değindiğimiz, SAAS sağlayıcısının kontrolünde olmayan etkenler, yazılımın kişiye özel değil, standart olması ve abonelik ücretlerinin düşüklüğüne bağlı olarak SAAS sözleşmelerinde genelde büyük harflerle yazılmış sorumluluk sınırlaması hükümleri bulunur. Sözleşmenin tabi olduğu kanuna göre bu sınırlamalar değişiklik gösterebilir. Örneğin, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’na göre “Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür”.
Kurumsal müşteriler genellikle sorumluluğun tamamen bertaraf edilmesini kabul etmek istemezler. Bu gibi durumlarda hizmet sağlayıcısının sorumluluğuna parasal bir sınır koymak mümkündür. Bu sınır belirlenirken müşterinin ödediği abonelik ücreti de dikkate alınmalıdır. Düşük abonelik ücretleri karşılığında küçük ölçekli SAAS sağlayıcılarının fahiş rakamları kabul edemeyeceği aşikardır. Örneğin, müşterinin ödediği 3 aylık abonelik ücretine kadar bir sorumluluk öngörülebilir.
Veri güvenliği
SAAS kullanıcısı şirketlerin, hizmete bağlı bilgileri SAAS sağlayıcıların sunucularında tutulur. Hizmetin konusu ve kapsamına göre söz konusu bilgiler şirketin gizli bilgileri olabilir. Dolayısıyla veri güvenliğinin sağlanması SAAS sağlayıcılarını en önemli yükümlülüklerinden biridir. SAAS sağlayıcısı, tabi olunan veri koruma mevzuatına göre üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmeli, şirketin veri korumasına ilişkin politika ve prosedürlerini hazırlamalı, gerekli idari ve teknik tedbirleri almalı ve bunlarla ilgili müşterilerini bilgilendirmelidir.
[1] Service as a software