Yazılımı yaratan ilk eser sahibinden başlayarak mevcut hak sahibine kadar yazılım üzerindeki fikri mülkiyet haklarına ilişkin bütün devir işlemlerini ve hak sahipliği geçmişini gösteren zincire mülkiyet zinciri veya chain of title denir.
Mülkiyet zinciri denmesinin sebebi mülkiyet ve hak sahipliğine ilişkin işlemlerin tıpkı bir zincir gibi eksiksiz ve boşluk bırakmayacak şekilde birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olmasıdır. Potansiyel bir yatırımcı, yatırım yapacağı şirketin önemli varlıklarından biri olan yazılıma ilişkin fikri mülkiyet hakları ile ilgili herhangi bir soru işaretinin olmamasını bekler ve bu risklerin önüne geçebilmek için due diligence aşamasında yazılıma ilişkin mülkiyet zincirini görmek ister.
Mülkiyet zinciri nasıl oluşturulur?
Eser niteliğindeki bilgisayar yazılımının sahibi, startup kurucularından biri olabileceği gibi şirket çalışanları veya sipariş üzerine yazılımı yapan kişiler de olabilir. Bilgisayar yazılımları sürekli geliştirilen eserler olduğu için zaman içerisinde belli kısımlarını farklı kişiler de yapmış olabilir.
Türk hukukunda eser sahibi, eseri meydana getiren gerçek kişidir ve bu sıfat, işverenin talimatıyla ya da sipariş üzerine yapılmış olsa dahi işverene veya sipariş verene doğrudan geçmez.
Eksiksiz bir mülkiyet zincirini oluşturmanın yolu bütün işlemlerin yazılı ve belgeli şekilde yapılmasıdır. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) uyarınca da mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve ilgili mali hakları ayrı ayrı belirtilmesi zorunludur.
Sipariş üzerine yapılan yazılımlar
Sipariş eden kişinin kullanım hakkı dışındaki mali haklardan faydalanabilmesi için bu hakları yazılı bir sözleşme ile eser sahibinden devralması gerekir. Bu sebeple yazılım sözleşmesine ilişkin sözleşme yaratılacak eserin mali haklarının sipariş veren iş sahibine devredileceğine dair açık taahhütler içermelidir.
Çalışanlar tarafından yapılan yazılımlar
Çalışanlar tarafından yaratılan eserler için istisnai bir durum söz konusudur. FSEK uyarınca işin niteliği ve iş sözleşmesinin amacı göz önünde bulundurularak, çalışan tarafından yaratılan eser üzerinde işverene mali hakları kullanma yetkisi verilmiştir. Bunun için aşağıdaki şartların mevcut olması gerekir:
- Eserin çalışanın iş sözleşmesi kapsamında ve işini ifa ederken yaratılmış olması,
- Eserin mali haklarının çalışanda kalacağını düzenleyen bir sözleşme bulunmaması,
- İşin mahiyetinden aksinin anlaşılmaması.
İleride bir uyuşmazlık yaşanması ihtimaline karşı çalışanın iş sözleşmesine eserlerin mali haklarının işverene devredileceği yönünde açık bir taahhüttün eklenmesi tercih edilmelidir.
Zamanında yapılmış sözleşmelerin geriye dönük ilgili eser sahipleri ile yapılmaya çalışılması pratikte zorlayıcı olabilmektedir. O yüzden ilk günden itibaren yazılıma ilişkin fikri mülkiyetin sahipliği ve mali hakları kullanım haklarının kime ait olduğu tespit edilmeli ve her bir işlem sözleşme ile kayıt altına almalıdır.
Eser sahibinin üçüncü kişilere devirlere izni
Zincirin sağlam temeller üzerinde kurulabilmesi için dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta daha vardır. Eser sahibinden mali hakları devralmış kişi söz konusu mali hakları veya kullanım iznini ancak eser sahibinin izniyle başkasına devredebilir. Bu izin mali hakların devralındığı ilk sözleşme ile alınabilir. Eser sahibinden mali hakları devralan kişi bu hakları başkasına devredebileceğine dair izni eser sahibinden almamışsa daha sonra başkalarına yapacağı devirler geçersiz olacaktır. Böyle bir durumla karşılaşmamak için yazılıma dair mülkiyet zincirinde yer alan mali hakların devrine ilişkin sözleşmelerde sonraki devirler için izin verilip verilmediği kontrol edilmelidir.